İnternet sosyal bir fenomen haline geldi ve en yeni nesiller internetle çok genç yaşta tanıştırılıyor. Geliştirilmekte olan teknoloji giderek daha sofistike hale geliyor. Sosyal medya kullanımı mutlaka kötü değildir, ancak büyük bir bağımlılık haline gelmiştir. Bu makale, sosyal medyanın gençlerin kişisel bilgileri ve uykuları üzerindeki etkilerini tartışacaktır.
Sosyal medyanın ergen depresyonuna etkisi
Yeni bir çalışma, sosyal medyanın genç depresyon üzerindeki etkisinin önceden düşünülenden daha büyük olabileceğini öne sürüyor. Orta ila şiddetli depresyonu olan gençlerin, bu tür sorunları olmayan gençlere kıyasla sosyal medyayı sürekli kullanma olasılıklarının daha yüksek olduğunu buldu. Bu gençler ayrıca daha yüksek düzeyde yalnızlık ve kaygı bildirdiler. Ek olarak, sosyal medyayı kullandıktan sonra depresif belirtileri olmayanlara göre daha fazla olumsuz duygu bildirdiler.
Araştırma, ergenlerin sosyal medya kullanımının son on yılda arttığını ortaya koydu. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ergenler, sosyal medyada geçirilen süre de dahil olmak üzere her gün çevrimiçi olarak ortalama sekiz saat 39 dakika harcıyor. Ne yazık ki, bu ergen ruh sağlığını olumsuz yönde etkiledi. Günlük sosyal medya kullanan gençlerin, bozukluğu olmayan gençlerin depresyon tanısı alma veya davranışsal ya da psikolojik bir sorun için ilaç alma olasılığı iki kat daha fazlaydı.
Genç depresyonu Amerika Birleşik Devletleri’nde büyüyen bir sorundur. Son yıllarda, gençlere yönelik anketler, ergen depresyonunun önemli ölçüde arttığını göstermiştir. Bununla birlikte, sosyal medyada daha fazla zaman harcayan gençlerin fiziksel aktiviteler yapmak için daha az saatleri vardı. Sonuç olarak, yeteneklerini geliştirmek ve öz değer duygularını geliştirmek için daha az zaman harcarlar.
Bu on yılın başından beri intihar oranları azalırken, intihar eden gençlerin sayısı hala büyük bir endişe kaynağıdır. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre, son 20 yılda erkekler ve kadınlar arasında artan sayıda intihar olmuştur. Bunun nedeni, gençlerin çoğu bu platformları arkadaşlarıyla ve dünyayla bağlantı kurmak için kullandığından, sosyal medyanın artan kullanımı olabilir.
Sosyal medyanın kendini tanıma üzerindeki etkileri
Sosyal medya kullanımının benlik bilgisi ve benlik saygısı üzerinde bir takım potansiyel olumsuz etkileri vardır. Ayrıca benlik takıntısını artırabilir. Örneğin, Facebook’un insanları tek, sabit bir kişilik geliştirmeye yönlendirdiği ve bunun da içeriklerini bu kişiye uyacak şekilde “kendi kendini düzenlemesine” yol açtığı bulunmuştur. Bu tür bir kendini kaptırma, Mesih’in bizi benimsemeye çağırdığı tutuma aykırıdır. Hatta bazı insanlar, yaşam deneyimleri hakkında yalan söyleyerek ve hatta olmadıkları biri gibi davranarak, kendi kişisel bilgilerini belirli bir imaja uydurmak için üretirler.
Sosyal medyanın bir diğer olumsuz etkisi de insanları kendilerini başkalarıyla karşılaştırmaya teşvik etmesidir. Bu sadece bireyin benlik saygısı için değil, aynı zamanda o kişinin ruh sağlığı için de sağlıksızdır. Bireylerin gerçek dünya kimliklerine daha az değer vermelerine ve depresyon belirtileri sergilemelerine neden olabilir.
İnsanların sosyal medyada geçirdikleri süre, ülkelere ve yaş gruplarına göre değişiklik göstermektedir. Japonya’daki insanlar sosyal medyada günde yaklaşık bir saat harcarken, Birleşik Krallık ve Avustralya’dakiler iki saatten fazla zaman harcıyor. Bu rakamların artmaya devam etmesi muhtemeldir. Ancak sosyal medyanın bağımlılık yapıcı doğası büyük ölçüde platformların teknolojik özelliklerinden kaynaklanıyor olabilir. Sosyal medya kullanımı da yaş gruplarına göre farklılık göstermekte ve daha genç bireyler platformda daha fazla zaman geçirmektedir.
Sosyal medya kullanımının neden olduğu sürekli aşırı uyarılma, ergenlerde depresyonla ilişkilendirilmiştir. Orta ila şiddetli depresyon yaşadığını bildiren gençlerin, herhangi bir depresyonu olmayan gençlere kıyasla, sürekli olarak sosyal medyayı kullandıklarını bildirme olasılığı iki kat daha fazlaydı. Bu gençler, depresyonu olmayan gençlere kıyasla sosyal medyayı kullandıktan sonra daha endişeli ve yalnız hissettiler.
Sosyal medyanın uykuya etkisi
Sosyal medyanın uyku üzerindeki olumsuz etkileri, sağlığınız ve refahınız üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Sosyal medya hayatın kullanışlı ve her şeyi kapsayan bir parçası olmasına rağmen, iyi bir gece uykusu alma yeteneğimiz üzerinde zararlı bir etkisi olabilir. Bu nedenle, kullanımınıza sınırlar koymak ve yatmadan önce ekran başında geçirdiğiniz süreyi sınırlamaya çalışmak çok önemlidir. Bunu, sosyal medya cihazlarınızdaki bildirimleri kapatarak ve onları yatağınızdan uzaklaştırarak yapabilirsiniz.
Sosyal medya kullanımı bilişsel uyarılmayı artırabilir ve uyku kalitesini etkileyebilir. Son araştırmalar, sık sosyal medya kullanımını uykuyu azaltmakla ilişkilendirdi. Uyumadan önce sosyal medyanın kullanılması da yatma vaktinin gecikmesi ile ilişkilendirilmiştir. Birçok insan yatmadan önce sosyal medyada yaptıkları aktiviteleri düşünmekten vazgeçmek için mücadele ediyor.
Araştırmacılar, sosyal medya kullanımı ile uyku arasındaki ilişkiyi araştırmak için çok düzeyli bir analiz kullandı. Yatmadan önce sosyal medya kullanımı, subjektif uyku memnuniyeti ve toplam uyku süresi ile pozitif ilişkiliydi. Ancak gün içinde sosyal medya kullanımının uykuya olumlu ya da olumsuz bir etkisi olmadı. Ayrıca yazarlar, “sübjektif uyku tatmininin” yatmadan önce sosyal medya kullanımı ile pozitif ilişkili olduğunu, “olumlu etki”nin ise sosyal medya kullanımı ile negatif ilişkili olduğunu belirtmişlerdir.
Bir çalışma, akşamları sosyal medyayı kullanan gençlerin daha iyi uyumadığını buldu. Ancak, yatmadan önce kullanan gençler daha kötü bir uyku yaşamadı. Bunun yerine, olması gerekenden daha geç uyandılar ve tekrar uykuya dalmakta zorlandılar. Araştırmacılar, sosyal medyanın uyku üzerindeki etkilerinin küçük olduğu sonucuna vardılar. Ancak bu sonuçlar, sosyal medya kullanımının savunmasız bireyler için uyku kalitesi üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğini düşündürmektedir.
Yorum Yok