Sosyal medya kullanımının artması, ruh sağlığımız üzerinde çeşitli olumsuz etkilere sahiptir. Dürtü kontrolüne zarar verebilir, odak ve konsantrasyonu bozabilir, uykuyu bozabilir ve kişisel ilişkilere zarar verebilir. Ayrıca duygularla başa çıkmanın sağlıksız bir yolu olabilir. Birisi depresyona girdiğinde, yaşadıkları hoş olmayan duygulardan kaçmanın bir yolu olarak sosyal medyaya başvurabilirler.
Sosyal medyanın ruh sağlığına etkisi
Birçok insan sosyal medyanın ruh sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğinin farkında değil. Aslında birçok araştırma, sosyal medya kullanımının depresyon, kaygı, yalnızlık ve kendine zarar verme için bir risk faktörü olduğunu öne sürüyor. Sosyal medyada başkaları gibi olma baskısı, bağımlılık döngüsüne ve yetersizlik duygularına yol açabilir. Bu daha şiddetli depresyon belirtilerine yol açabilir.
Sosyal medya, bir kişinin ruh sağlığı için olumsuz bir güç olsa da, bazı araştırmalar onu iyileştirmeye yardımcı olabileceğini bulmuştur. Birçok ruh sağlığı uzmanı, bilgi paylaşmak ve araştırmalarda işbirliği yapmak için sosyal ağ araçlarını kullanıyor. İnternet, akıl hastalığından muzdarip insanlar için çok önemli bir yardım kaynağı haline geldi. İntiharı önleme yardım hatlarına ek olarak, artan sayıda web sitesi ihtiyacı olanlara çevrimiçi destek sağlıyor. Bu siteler genellikle anonim forumlar ve SMS hizmetleri sunar.
Sosyal medya, gerçek dünya ilişkilerini de olumsuz etkileyebilir. Aslında, akşamlarının çoğunu internette geçiren kişilerin depresyona girme olasılığı, çevrimdışı olarak daha fazla zaman harcayanlara göre daha fazladır. Sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinden kaçınmanın iyi bir yolu zaman sınırları koymaktır. Günün sonunda haber akışlarında gezinmek yerine, yürüyüşe çıkmayı veya spor salonuna gitmeyi düşünün.
Artan depresyon riski
Yeni bir çalışma, sosyal medya kullanımınızı artırmanın depresyon geliştirme riskinizi artırabileceğini öne sürüyor. Sosyal medyada en çok zaman geçirenlerin depresyon riskinin daha yüksek olduğu bulundu. Bununla birlikte, sosyal medyada en az zaman geçirenler en düşük riske sahipti. Sosyal medyanın neden riskinizi artırabileceği hala net değil.
Yeni bir çalışmada, Columbia Üniversitesi Mailman Halk Sağlığı Okulu’ndan araştırmacılar, sosyal medya kullanımı ile depresif belirtiler arasındaki ilişkiyi incelediler. Araştırmacılar, ergenlerde depresif belirtilerin yaygınlığını inceledi. Çalışma ayrıca sosyal medya kullanımının daha yüksek düzeyde kaygı ve kötü uyku ile ilişkili olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, kızların sosyal medya kullanımından daha fazla etkilendiğini ve görünüşleri ve vücut imajları hakkında daha fazla endişe duyduklarını buldu. Öte yandan erkek çocukların bu şekilde hissetme olasılıkları daha düşüktü. Çalışma, ebeveynleri bu bulguları not almaya çağırdı.
Pitt Medya, Teknoloji ve Sağlık Araştırmaları Merkezi tarafından yapılan bir başka araştırma, birden fazla sosyal medya platformu kullanmanın, tek bir platform kullanmaktansa depresyonla daha yakından ilişkili olduğunu buldu. Araştırmaya 1.787 genç yetişkin dahil edildi ve onlara 11 popüler sosyal medya platformunu nasıl kullandıkları soruldu. Yedi ila 11 sosyal medya sitesi kullandığını bildiren kişilerin, daha az sosyal medya sitesi kullananlara göre depresyon ve anksiyete yaşama olasılıkları üç kat daha fazlaydı.
Artan kaygı riski
Sosyal medya kullanımıyla ilişkili bir takım zihinsel sağlık riskleri vardır. Bunlardan biri artan kaygıdır. Sosyal medya kullanıcılarının çoğunluğu anksiyete bozukluklarından muzdarip olmasa da, bu bozuklukları olan kişilerde risk daha yüksektir. Genel popülasyonun %20 kadarında anksiyete bozukluğu olduğu tahmin edilmektedir. Bazı insanlar sosyal medyayı sadece bir heyecan ve eğlence kaynağı olarak kullanabilirken, diğerleri FOMO ve sosyal karşılaştırma ile ilgili kaygıyı yaşayabilir.
Diğer bir risk de depresyon riskinin artmasıdır. Araştırmacılara göre, birden fazla sosyal medya platformunun kullanımı, bir platformdan daha fazla depresyon ve anksiyete riski ile ilişkilidir. 1.787 genç yetişkinle 11 popüler sosyal medya platformunu kullanımları hakkında anket yapan araştırma, birden fazla platform kullanan kişilerin depresyon ve anksiyete geliştirme olasılığının yalnızca bir platform kullananlara göre üç kat daha fazla olduğunu buldu.
Ek olarak, aşırı sosyal medya kullanımı uykuyu bozabilir. Yeterince uyuyamayan kişilerin depresyon ve kaygı yaşama olasılığı daha yüksek olabilir.
Artan intihar düşüncesi riski
Brigham Young Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, sosyal medyada daha fazla zaman geçiren genç kızların intihar düşüncesi riskinin daha yüksek olduğunu göstermiştir. Çalışma, medya kullanımlarına ve zihinsel sağlıklarına odaklanarak beş yıllık bir süre boyunca 500 genci izledi. Araştırmacılar, sosyal medya kullanımının kızları olumsuz etkilemeye başladığı bir “devrilme noktası” olduğunu buldu.
Medya genellikle intihar ölümlerini romantikleştirir ve genç zihinlere hitap edebilecek intihar videolarını ve sosyal medya paylaşımlarını yayınlar. Ayrıca internet, gençleri intihar yanlısı forumlara, mesaj panolarına ve sohbet odalarına katılmaya teşvik ediyor. Sonuç olarak, sosyal medya, insanlara çeşitli intihar yöntemleri hakkında bilgi ve ilham sağlayan günümüz dünyasının büyük bir parçasıdır.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan bir araştırma da, bir kişinin hayatındaki sosyal medya sitelerinin varlığının, artan intihar düşüncesi riski ile ilişkili olduğunu gösterdi. Çalışma, çevrimiçi siber zorbalık bildiren gençlerin kendine zarar verme davranışında bulunma olasılığının önemli ölçüde daha yüksek olduğunu buldu. Çalışma ayrıca oyuncuların kulaklıklarla konuştuğu canlı oyunların artan intihar riski ile ilişkili olduğunu buldu.
Yorum Yok