Sosyal medyanın hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Birçok faydası olduğu gibi olumsuz etkileri de olabilir. Burada sosyal medyanın ruh sağlığını nasıl etkilediğini ve bilgilerin nasıl çarpıtıldığını tartışacağız. Ve toplumu nasıl etkilediğine bakacağız.
Olumlu etkiler
Sosyal medya kullanımının hem olumlu hem de olumsuz etkileri vardır ve seçimlerini akıllıca yapmak bireylerin elindedir. Olumlu tarafı, sosyal medya, insanların dünya çapında iletişim kurmasına izin vererek dünyayı daha küçük bir yer haline getirebilir ve insanların uzakta yaşayan sevdikleriyle iletişim halinde kalmasına yardımcı olabilir. Ayrıca yeni arkadaşlar edinmenizi de kolaylaştırır. Sosyal medyanın ortaya çıkmasından önce iletişim ancak kısa mesafelerde mümkündü ve uzak yerlere ulaşmak zaman aldı. Ancak artık sosyal medya, uzun süredir kayıp olan arkadaşlar veya akrabalarla tek bir tıklamayla bağlantı kurmayı mümkün kılıyor.
Sosyal medyanın toplum üzerindeki olumlu etkileri yadsınamaz bir biçimde olumluyken, olumsuz etkileri de bir o kadar aşikardır. Sosyal ağların icadından bu yana toplum büyük değişiklikler geçirdi. Bir zamanlar sosyal hayatı yöneten sosyal normların ve değerlerin çoğu aşınmıştır. Örneğin, Sule’ye (2012) göre, Nijerya’da dijital sosyal medyanın tanıtılmasından önce, insanların diğer insanlara karşı olumsuz tutumlara sahip olma olasılığı daha yüksekti. Bunun nedeni, bu olumsuz görüşleri paylaşacak halka açık bir forumları olmamasıydı.
Olumsuz etkiler
Sosyal medya, bilgi sahibi olmamıza yardımcı olsa da, sansasyonel içerik için bir platform da oluşturmuştur. Toronto Üniversitesi profesörü Ronald Delbert’e göre, sosyal medya bölücü ve duygusal olarak yüklü içeriğin yayılmasını artırdı. Sosyal medya aynı zamanda toplu eylemi teşvik edebilirken, toplum üzerinde sahip olabileceği potansiyel zararlı etkilerin farkında olmak önemlidir.
Sosyal medyanın en bariz tehlikelerinden biri, güçlü konumdaki bireyleri yanlış bilgi yaymaya teşvik etmesidir. Bu yanlış bilgi kafa karışıklığına ve hatta isyana yol açabilir. 2020 cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında bu sorun tam olarak teşhir edildi. Trump ve destekçileri seçmenleri etkilemek için yanlış bilgileri kullandı ve bu muhtemelen Ocak ayında Capitol Hill’de patlak veren ayaklanmaya yol açtı.
Sosyal medyanın oluşturduğu bir diğer risk de aile ilişkilerinin bozulmasıdır. Kaliteli aile zamanı, sosyal medyadaki yüksek metin hacmi nedeniyle azalır. Ayrıca, siber zorbalık ve sahte haberler yaygın ve kolayca yayılıyor. Bazı insanlar sosyal medya aracılığıyla anlamlı bağlantılar kurabilirken, aynı zamanda depresyon, kaygı ve diğer zihinsel bozukluklara eğilimli olma riskini de taşırlar.
Akıl sağlığı üzerindeki etkisi
Sosyal medyanın ruh sağlığı üzerindeki etkisi araştırmacılar için önemli bir konudur. Bu bağlantı uzun süredir bilinmesine rağmen, ruh sağlığı pratisyenleri bunu kapsamlı bir şekilde ele almamışlardır. Yakın tarihli bir çalışma, bu konuyu araştırdı ve birden fazla sosyal medya platformunun etkisine odaklandı. Yazarlar, yedi veya daha fazla platform kullanan kişilerin, yalnızca iki veya daha az platform kullananlara göre depresyon yaşama olasılığının daha yüksek olduğunu buldu. Bu bulgu, sosyal medyanın bazı insanlar için kaygı ve depresyonla baş etmenin bir yolu olduğunu gösterebilir. Çalışma ayrıca, sosyal medya kullanımını günde sadece 30 dakika ile sınırlamanın insanların refahını iyileştirdiğini buldu.
Sosyal medyanın etkisine ilişkin gelecekteki araştırmaların daha karmaşık verileri ve daha büyük örneklem boyutlarını dikkate alması gerekecek olsa da, araştırmacıların bu konuyu incelerken karşılaştıkları bir takım zorluklar vardır. Çoğu araştırma kesitsel çalışmaları kullanmıştır ve birçok yazar korelasyon analizine güvenmiştir. Korelasyonlar bir ilişkiyi gösterebilirken, nedensellik daha karmaşıktır. Örneğin, Facebook kullanımı ile benlik saygısı arasında bir ilişki olabilir, ancak bu herhangi bir sonuca varmak için yeterli değildir.
Sosyal medyadaki bilgilerin çarpıtılması
Sosyal medya kullanımı insanların görüşlerini çarpıtabilir. Aslında, hükümetin internetteki bilgi manipülasyonunun seçim sonuçlarını önemli ölçüde etkileyebileceğini gösteren çalışmalar var. Bu uygulama “bilgi gerrymandering” olarak bilinir ve araştırmacılar bu uygulamanın birçok vatandaşın “partizan balonları” içinde yaşamasına neden olduğunu bulmuşlardır.
Sosyal medyadaki Holokost çarpıtmalarına karşı koymanın bir yolu, olumlu anlatılar yaratmaktır. Bunu yapmak yalnızca bu anlatıların onaylanmasını önlemeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda gelecekteki karşı anlatılar için kaynakları etkinleştirmeye de yardımcı olur. Holokost eğitim programları da sosyal medyanın kullanımından faydalanabilir. Uluslararası Holokost Anma İttifakı, bu araçların kullanımını teşvik eden programları finanse eder.
Yorum Yok